hAiku boX

hAiku boX hAiku boX hAiku boX hAiku boX hAiku boX hAiku boX hAiku boX hAiku boX hAiku boX hAiku boX hAiku boX hAiku boX hAiku boX hAiku boX hAiku boX hAiku boX hAiku boX hAiku boX hAiku boX hAiku boX

Tuesday 20 May 2008

Kuba Yolculugu...

"Uzun bir hikayenin bir kismi yazili olacak burada...
Bir kismi henuz yasanmamis...
Bir kismi yasanmis ve farkina-varilmamis...
Bir kismi hic yazilmamis...
Bir kismi dusuncelerden oteye varamamis...
Yarisi bir sehirde; obur yarisi diger sehirde kalmis ve dunyanin bir ucunda kavusacaklari gun icin yasamaya baslamis olan bir hikaye... Tek hikaye... Iki parcali...
Butunden once ve butun halinde diye...

Uzun bir hikayenin bir kismi...
Kuba'ya yolculuk...
Melodiler tanidik...
Yuzumde o ozledigim gulumseme...
Gozlerim isil isil..
Uzun bir hikaye...
Sonu olmayan...
Kuba'ya uzanan...
Sarip-sarmalanan...

...
"Bana biraksan; aksamlari gelince sarilirim sana..." dedim.
Ucaga binerken; bir elimde biletlerimizi; diger elimle parmaklarini tutuyordum...

Tekerlekler yerden kesilirken, gozlerimi kapayip omzuna yaslandim. Her nefes alisimda kokunu icime cekerek; dusler diyarina dogru yolculuga ciktim... Hostesten uzerime ortecek bir seyler istedigini duydum; kollarimi koluna doladim...
Sesin gittikce uzaklasiyordu...
Sonrasi...
Upuzun, uzun uzadiya, soluk-soluga, beraber bir hayat...

Muhtemelen; evet, muhtemelen derme catma da olsa 1evimiz oldu.
Bahceye, bana kucuklugumu hatirlatan bir salincak koyduk...
Eski-pusku olmasina ragmen, sen boyadiktan sonra gozume harika gorunur oldu.
Hafta-sonlari, aksam saatlerine dogru; hafif bir ruzgar saclarimi ve yuzumu oksarken salincagin uzerinde uyuklamak en buyuk keyfim oldu. Gicirdayislari ninni gibi ruzgara karisiyordu. Uykuya dalmadan once okumakta oldugum kitabim, parmaklarimin arasindan dusecek gibi dururdu hep ve sen gelip once cok onemsedigim kitaplarimdan biri olan ve parmaklarimin arasindan kaymak uzere can-cekisen kitabimi ozenle alip, cam sehpanin kenarina birakirdin; ardindan da ruzgardan daha tatli bir sekilde saclarimi ve yuzumu oksardin...
Gozlerimi acmadan once gulumserdim, dudaklarim kipirdarken, dudaklarima dokunurdun dudaklarinla... Icim urperirdi.
Caktirmamak icin daha da gulumserdim... Yuzumden, ruhuma yayilirdi. Operdin dudaklarimi, yanaklarimi, burnumu; yuzumun her kosesini...
Hafiften gozlerimi aralardim, ben de oksardim saclarini ve yuzunu; gulumserdin tum benliginle bana...
Ruzgar cikardi...
Deli bir ruzgar...
Bahcenin kosesindeki salincak gicirdardi... Gulumseyerek...

Kuba Yolculugunu planlarken dinledigimiz melodiler yukselirdi bahcemizde geceleri...
Sen bir seyle ugrasirken kosede, ben de verandanin basamaklarinda kiytirik Kuba Gazetesindeki kosem icin yazilar yazardim.
Satirlardan biri beni yakalayip birakmadiginda, gozlerimi kagittan ayirip; bahcenin karanlik bir noktasina bakardim.
Nefes almak icin ayaga kalkar, basamaklarin ucunda gerindikten sonra; sana donerdim... Dalgin bir sekilde ugrastigin bir maket ya da her neyse, ilgini o kadar cekerdi ki... Ayaklandigimi fark-etmezdin.
Muzigin sesi yukselirken; "Dans edelim mi Mehmet Fatih?" diye sorardim.
Gulumseyerekten ayaga kalkar ve belime sarilirdin; dudaklarin dudaklarima dokunacak gibi olurdu...
Sonra; sandaletlerimi cikarir, ciplak ayak cimlerin uzerinde boynuna dolanirdim...
Kuba melodileri bahcemizi sararken; sarardin beni... Dondurup dururdun.
Halen benimle olan 'vertigo' yuzunden basim donerdi; arada ayaklarina basar, dengemi kaybederdim...
Simsiki tutardin beni...
Gulerdik...
Kahkahalarla, hafiften sallanarak... Sanki dusecek gibi, bahcenin ortasinda yalpalardik beraber, sarmas-dolas...
Gulerken bir ara; bir anda dururduk.
Operdim seni...
Operdin beni...

...Kuba'ya vardigimizda operek uyandirdin. Dudaklarima dokunurken; gulumsuyordu gozlerin. Ilk defa bu kadar yakindan, bir baskasinin gozlerinin icinde kendimi gordum. Sanirim 'biz' olmayi ogreniyordum.

...
Muhtemelen, bu satirlardan haberin yok;
Muhtemelen 'Broken English'ten ve Julien'den ve diger hikayelerden...
Kuba Yolculugunda, anlatirim... Haydi, tut elimden.
" dedim; ardindan da "uctum ve buyuledim kendimi birden..." diye ekledim ve kendime sarilip, uyumaya devam ettim.
20/mayis/2008 - 3:24am. -z.d.-
“All there is...   is consciousness.”

dusler-de...

dusler-de...
ya da muallak ve araf'ta...
Early bed, Early rise, Makes a girl;
Healty, Wealthy and Wise...


- Atilla Agabey, bunu bana soylediginde yatili okula gonderiliyordum... Kulaklarin cinlasin; kocaman oldum ve hic unutmadim.